'İyi bir âşığım ama aşk için ölmem'

Yalın, hazırlığı sekiz ay süren ve Los Angeles'ta kaydedilen son albümü Herşey Sensin'le müzik marketlerde yerini aldı. Artık daha sade bir Yalın'la karşı karşıya olduğumuzu söyleyen genç müzisyenle, milli meselemiz Eurovision'u, 'siyam üçüzleri' benzetmesini ve Tuba Ünsal'la olan ilişkisini konuştuk.

Bu Yalın başka Yalın! Üç sene önce 'Zalim oyun bozan, gelip de bitanem olmaya ne hakkın var," dedi bizi bizden etti, sonra Küçücüğüm'le gönüllerimizde yer etti. Benden söylemesi, şimdi de Herşey Sensin'le gözyaşlarımızı sel edecek gibi. Yeni albümünü elime alır almaz, "Olamaz," dedim. "Bu bizim baklava kazaklı çocuk olamaz." Siyah ceketi, ince kravatı ve buğulu bakışlarıyla daha olgun bir Yalın'la karşı karşıyayız besbelli. Hemen bağlantıya geçip, provada yakaladım kendisini. Beyaz bol tişörtü ve siyah eşofman altını üstüne geçirmiş şarkı söylüyordu. Kendisi çok misafirperver biiir, son derece cana yakın ikiii, fevkaladenin fevkinde güzel gülüyor bu da üç! İşte bu da uzun bir aradan sonra ilk röportajı. Hazırlığı sekiz ay süren ve Los Angeles'ta kaydedilen albümünden, milli mesele Eurovision'a, 'siyam üçüzleri' olayına, haberi bol ilişkisi Tuba Ünsal'a kadar biz sorduk, o yanıtladı.

- Vayy! Yeni resimlerinize bakıyorum da o baklava kazaklı çocuk nereye gitti Allah aşkına?
- Duruyor hâlâ, hiçbir yere gitmedi. O ikinci albüm çıkarken yaratılmış bir konsepti. Bu albüm, benim iki üç senedir edindiğim tecrübelerin sonunda çıkmış bir albüm.

- Yani artık nasıl birisiniz?
- Artık daha sade, daha özensiz, daha süssüz ve daha Yalın durduğumu düşünüyorum.

- Eskiden Yalın, yalın değil miydi?
- Hissiyat olarak yalındım ama görüntü olarak daha renkliydim.

- Özetle büyüdünüz diyebilir miyiz?
- Evet, büyüdüm. İlk albümümü yaptığımda 24 yaşındaydım ve yaşadığım yoğun hayat, beni üç sene içinde çok çabuk büyüttü bence.

'KIRILMAKTAN KORKUYORUM'
- Şarkı sözleriniz de 27 yaşındaki genç bir adamın elinden değil, 50'yi geçmiş olgun bir adamın kaleminden çıkmış gibi. Kusura bakmayın ama size bakınca "Bu çocuk bu şarkıları nasıl yazdı," diyor insan.
- Bunun hangi çevrede, hangi şartlarda büyüdüğünle, ailenin sana neler verdiğiyle alakası var. Tabii ki 27 yaşındaki bir insan ne yaşadıysa, onu yazdım. Ama tek farkım yaşadıklarımın farkında olmam.

- Bu iş için özel olarak okuduğunuz kitaplar var mı?
- Yok hayır, çok önemli laflar edeyim diye felsefe kitapları okumuyorum. Genelde aynı fikirde olduğum insanlarla görüşmeyi seçerim.

- İnsanlara karşı bir güvensizlik, bir korku mu var?
- E tabii korkuyorum.

- Neden korkuyorsunuz?
- Kırılmaktan ve yanılmaktan...

- Şarkılarınıza bakarsak siz çok romantik bir adamsınız. Cidden bu gerçekteki haliniz mi yoksa şarkılarınıza özel mi?
- Yaşadığım şeyleri yazıyorum. Ama en büyük sorunum; sevgimi gözle görülür bir biçimde belli edememem. Sanırım, söyleyemediklerimi şarkılarda yazabiliyorum.

'KOLAY BİR ADAM DEĞİLİM'
- Bize şunu söyleyin; siz bizim hayalimizde canlandırdığımız gibi, kadına kendini prensesler gibi hissettiren bir adam mısınız?
- Elimden geleni ardıma koymuyorum. Karşımdaki insanı elimden geldiğince mutlu etmeye çalışıyorum ama şarkı içsel bir şey. 'Zaman durur sana aşkım durmaz' diye yazıyorum ama bunları içimde yaşıyorum.

- İyi bir âşık mısınız?
- Tabii, iyi bir âşığım.

- Aşk için yapabileceğiniz en büyük fedakârlık nedir?
- Bir kere peşin peşin söyleyeyim, aşk için ölmem! Sadece hayatımda önemli gördüğüm bazı şeyleri erteleyebilirim.

- Sizinle ilgili ne bilmemizi istersiniz?
- Dürüstümdür. Çok duygusalım. Çabuk kırılır, yaralanır, her şeyi kendime dert ederim. Çok ağlarım.

- Zor bir adam mısınız?
- Çok kolay bir adam değilim.

- Sizin kadar ailesine düşkün birine sormadan olmaz; evlilik ne zaman evlilik?
- Şu anda bir sürü hayalim var ve evlilik bunlara engel olacak. Evlilik sorumluluk demektir, bugün benim birinci planımda işim var. Herhalde 35'ten sonra evlenirim.

- Nasıl bir kadına "Karım," demek istersiniz?
- Gülen bir kadına! Her sabah yüzüne baktığımda mutlu olacağım bir kadına.


'Tuba'ya kızmadım, o üzüntüsünü belli etti!'

- Albümünüzün isim şarkısı Herşey Sensin'i Tuba Ünsal'a mı yazdınız?
- Yoo sana yazdım! (gülüyor). Bu şarkıyı alıp dinleyecek, sevdiğini hayal edecek herkese yazdım.

- Bu çok politik oldu. Peki sizin 'her şeyiniz' kim?
- Birçok insan var. Ailem...

- Yapmayın, bu şarkıyı annenize yazmış olamazsınız. "Koydum sevinçlerimi önüme, baktım hepsi sensin..."
- İlk günden beri bana bunu soruyorlar. Ben de ısrarla aynı şeyi söylüyorum. Şarkı, dinleyenindir. Onları yönlendirmemek gerekir. Mesela bu şarkıyı bir diziden ilham alarak yazdım.

- Tuba Ünsal'ın geçtiğimiz haftalarda kameraların önünde sizden ayrıldığı için ağlaması, bir erkek olarak egonuzu mu okşadı yoksa sizi öfkelendirdi mi?
- Ağlayan insana öfkelenilir mi ya!

- Sizin kadar özel hayatını konuşmayan bir adam, bu işe sinirlenmedi mi yani?
- Biri üzülmüşse ve üzüntüsünü belli ediyorsa bir şekilde buna sinirlenmem.

- Peki neden üzüyorsunuz kızları?
- Ben kimseyi üzmüyorum...

- Neden ünlü ve güzel bir kadın ekranlara çıkıp gözyaşı döksün ki. Sizden ayrılmak çok zor sanki.
- Ayrılan ayrılır, yok öyle bir şey. Ben hiçbir şey yapmıyorum. Ben her şeyden önce iyi bir insan olduğumu düşünüyorum. Etrafında iyi bir insan varsa bırakmak istemezsin ki...

'YUVA YIKAN ADAM DEĞİLİM'
- Bir kadın asla, sadece iyi diye bir adamın ardından ağlamaz. - Bana değil, ona sorun o zaman.

- Şu anda Tuba Ünsal'la son durumunuz nedir?
- Ben bu konuda bir kere konuştum. Onda da soruldu ve her şey çok karışıktı, o yüzden cevap verdim. Özel hayatımla ilgili hiç konuşmadım ve konuşmayı da düşünmüyorum.

- Merak ediyorum; Tuba'nın gözyaşları sizi barıştırmaya yetti mi?
- Başından beri o kadar yanlış şeyler yazıldı çizildi ki, ben kendimi bu konuları konuşmaktan uzaklaştırdım...

- Ben şunu anlayamıyorum; iki genç insanın beraberliğini söylemesi neden bu kadar zor olsun. Hayranlarım küser kaygısı mı?
- Hiç alakası yok, zaten herkes her şeyi biliyor. Sadece olmadığım bir insan gibi gösterilmeye başladığım için, bu konulardan uzak duruyorum.

- Olmadığım insan dediğiniz, yuva yıkan adam rolü mü?
- Artık ne okuduysanız, ben o değilim.


'Eurovision'u kazanamasam kesin depresyona girerdim'

- Okan Bayülgen programında sizi, Kenan Doğulu'yu ve Özgün'ü 'siyam üçüzleri' ilan etti. Bu benzetmeye bozuldunuz mu?
- Bu bir şov programı. Okan Bayülgen insanları güldürmek için orada. Ben de bir şov programında söylenen sözleri üzerime alınacak kadar ahmak değilim.

- TRT'den teklif gelse Eurovision'a katılır mıydınız?
- Gitmemeyi tercih ederim. Çünkü bir kere birinci olduk, artık ikinci bile olsak benim için başarısızlıktır. Ve orada en iyi şarkının birinci seçildiğini de düşünmüyorum çünkü oylama pek adil değil. Adil olmayan bir yarışmanın içinde olmak da beni korkutur.

- Başarısız olmaktan korkuyorsunuz yani.
- Tabii. Yaptığımın iyi olduğuna inanıp da 12. ya da 13. olursam, çok büyük bir hayal kırıklığı yaşarım.

- Diyelim gittiniz ve 12. oldunuz, ne yaparsınız?
- Kendimi eve kapatır, aylarca çıkmazdım. Kesin depresyona girerdim.

- Kenan Doğulu'nun Shake It Up Şekerim'ini beğendiniz mi?
- O 10-15 senedir bu işin içinde. Benim gibi, birincilik dışında alınacak her hangi bir sonuçtan etkilenmeyecektir. Ama bizim ülkemizde eleştirme hastalığı var. Bence şu an Kenan'a destek verilmeli.

- Yani şarkıyı beğendiniz mi?
- Eurovision standartlarına uygun bir şarkı. Bence ilk beşe girmelli


'Hayatın stresini koyverdim gitti'

- Albümü neden Los Angeles'ta yaptınız, İstanbul dar mı geldi?
- Bu, en başından beri hayalimizdi. Yurtdışındaki müzisyenlerle çalışmanın nasıl olacağını merak ediyorduk.

- Nasıl oldu?
- Bryan Adams'la, Michael Jackson'la çalışan müzisyenler çaldı. Bu albüm Türkiye'de yapılmış en pahalı albüm diyebilirim.

- İlk şarkınız Koyver. Söylesenize; siz neyi koyverdiniz gitti?
- Gururu! Hayatın stresini, derdini koyverdim gitti.